1 Mayıs 2022’de tekrar alanlardayız!

Yaşasın dünya işçi sınıfının ve emekçilerinin birlik, dayanışma ve mücadele günü 1 Mayıs!

Dünyada ve ülkemizde, Ukrayna ve Ortadoğu’da savaşa karşı barış için,

Ülkemizde gerici faşizan tek adam rejimi Erdoğan yönetiminin zorbalığına ve zulmüne, keyfi uygulamalarına, kadın cinayetlerine karşı adalet, demokrasi ve özgürlükler için,

Kürt halkına uygulanan inkâr, imha, asimilasyona ve şiddete karşı eşit, özgür, demokratik, barışçıl ortak bir yaşam için,

Sömürü ve baskıya, doğanın yağma ve talanına, kamuda israf ve vurguna, pahalılığa, zamlara, enflasyona karşı sömürüsüz, baskısız, refah ve huzurlu bir yaşam için

Haydi:

1 Mayıs’ta AKP-MHP iktidarının faşizan düzenini birlikte değiştirmek için alanlara!

BU sene hafifleyen pandemi koşulları nedeniyle 1 Mayıs’ta tekrar alanlara çıkıyoruz. Korona tehlikesi daha geçmedi. Pandemiye ek olarak ülkemizde ve dünyada karşımıza yeni tehlikeler, yeni ekonomik ve politik zorluklar ve zorbalıklar çıktı, hayat çekilmez oldu. Bu 1 Mayıs’ta işçi sınıfımız ve emekçiler, demokrasi ve barış güçleri, kadınlar ve gençler, doğa ve çevre aktivistleri, Kürtler, Türkler ve diğer Türkiye halkları bu tehlike, zorluk ve zorbalıkların üstesinden gelebileceğini gösteren güçlü bir çıkış yapmalı, demokrasi ve özgürlüklerin kazanılacağı günlerin yakın olduğunu dosta, düşmana göstermelidir. Yılbaşından beri artarak yükselen işçi ve emekçi direnişleri, halkın pazar ve çarşıda artan tepkileri, kadınların 8 Mart’ta coşkulu eylemleri, Kürt halkının ve Türkiye demokratik güçlerinin birlikte büyük görkemli ortak Newroz kutlamaları şimdi işçi sınıfının ve emekçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günü 1 Mayıs’la taçlanmalı ve yükselerek Erdoğan’ın savaş, vurgun ve talan düzeni değiştirilinceye kadar devam edeceği ortaya konmalıdır.

Bu 1 Mayıs’ta en önemli görev hem Ukrayna’da, hem Ortadoğu’da ve Türkiye’de yürüyen savaşlara karşı çıkmak olmalıdır. 24 Şubattan beri Avrupa’nın göbeğinde Ukrayna ile Rusya arasında bir savaş süregitmektedir. Bu savaş Amerikan emperyalizminin dünyada ve Avrupa’da kendi hegemonyasını korumak için planladığı, çıkarttığı ve kışkırttığı bir savaştır. Bu savaş en başta Ukrayna halkı olmak üzere tüm dünya halkları için sonuçları çok ağır olmaktadır. Sonuçları Ukraynalılar için ölüm, yıkım, acı, sefalet ve göçtür. Avrupa’nın ortasında bir barbarlık yaşanmaktadır. Dünya için ise bu savaşın yarattığı tehlike daha da büyüktür. Dünya devletleri akıl almaz şekilde silahlanmakta, Batı Ukrayna’yı sürekli silahlandırmakta, insanlık hızla nükler silahlarla yapılacak bir 3. Dünya Savaşı’na doğru gitmektedir. Bugün 1 Mayıs meydanlarında silahlanmaya, özellikle nükler silahlanmaya, savaşa karşı çıkmak, barışı savunmak en acil görevdir.

Bu savaşın işçi ve emekçiler, orta katmanlar için sonuçları çok daha ağır olmaktadır. Savaş dünyada ve bizim ülkemizde de büyük bir petrol ve gıda krizine yol açtı. Petrol ve gaz, enerji fiyatları fırladı, buğday ve sıvı yağın fiyatları katladı. Halk ekmeği bile alamaz oldu. Her yerde, her alanda pahalılık ve enflasyon aldı başını gidiyor. Savaşın, silahlanmanın yükü işçilerin, emekçilerin, halkların sırtına bindirilirken yerli ve uluslararası tekeller, en başta silah tekelleri vurgunlar vurmakta, daha da zenginleşmekteler, işçiler ve emekçiler ise hızla yoksullaşmaktadırlar. Savaşa karşı çıkmak en başta işçilerin, emekçilerin, halkların görevidir. Savaş tekellere, barış işçi ve emekçilere yarar!

Türkiye’de işçi ve emekçilerin durumu daha da vahimdir. Türkiye’de işçi ve emekçiler, halklar yalnız Ukrayna’daki savaşın sonuçlarına katlanmıyor, faşist Bahçeli ve Erdoğan iktidarının Türkiye’de ve Ortadoğu’da Kürtlere karşı yürüttüğü savaşın da yükünü çekmektedir. Sivri biberin, domates ve patatesin artan fiyatlarının asıl nedeni savaştır. Yalnız bunlar değil, enflasyonun, pahalılığın esas nedeni Kürt halkının üstüne yağdırılan bombaların, atılan topların, sorti yapan uçakların giderleri, İŞİD canilerine ödenen paralardır. Kürtlere karşı yapılan savaş onları zorla asimile edip, dilini, kimliğini, kültürünü inkâr ve imha ederek tek bir Türk milleti yaratmak için yapılan insanlık dışı kirli bir savaş, barbarlıktır. Bu barbarlık sayesinde Erdoğan iktidarda kalabilmektedir. Son günlerde Irak Başur Kürdistan’ına hava ve karadan yapılan saldırı ve operasyonlarla Erdoğan faşizan tek adam rejimini uzatmaya, ekonomik krizden, hukuksuzluktan, adaletsizlikten bunalan halkın tepkisini milliyetçilikle, Kürt kanıyla dindirmeye, örtmeye kalkmaktadır. Erdoğan iktidarını yıkacağım diyen muhalefet ise, bu Pençe-Kilit denen operasyonu destekleyerek bir ihanete daha imza atmaktadır.

Artık bu barbarlığa, bu operasyonlara, bu savaşa dur demenin zamanı gelmiştir. 1 Mayıs’ta Savaş değil Kürtlerle eşit, özgür, demokratik, barışçıl ortak bir yaşam talebi yükseltilmelidir. İmralı’da Öcalan’a uygulanan tecride, Edirne’de Demirtaş’a, Silivri’de Kavala’ya, Kandıra’da Yüksekdağ, Kışanak, Tuğluk ve diğerlerine uygulanan rehin almalara, hapishanelerde Kürt tutsaklara yapılan işkencelere, her gün gerçekleştirilen yeni tutuklamalara ve cinayetlere, HDP’ye yapılan saldırılara, kapatılması için yürütülen kumpas davalarına şiddetle karşı çıkılmalıdır. Yalnız Ukrayna’da savaşın sonlandırılmasını, ateşkes ilan edilmesini, görüşmelere ve müzakerelere hemen başlanmasını, barışın sağlanmasını istemek yetmez, aynısı Türkiye’de de istenmeli, İmralı ve Kandil ile müzakere ve barış görüşmelerinin hemen başlaması talep edilmelidir. Aksi ikiyüzlülüktür, Bir Mayıs ruhuna, enternasayonalizme aykırıdır. Başur’daki hava ve kara saldırılarına hemen son verilmelidir!

Erdoğan ülkeyi ekonomik olarak hızla yıkıma sürükledi, Türkiye’yi yaşanamaz hale getirdi. Çin modeli diyerek ihracatı artırmak için işçi ücretlerini açlık sınırının altına kadar düşürdü. İşçi iliğine kadar sömürülüyor. Asgari ücrete, işçi, memur, emekli maaşlarına yapılan zamları çarşıda pazarda gıda maddelerine, elektriğe, doğal gaza, benzin ve mazota yapılan zamlar anında yedi bitirdi. Resmi enflasyon yüzde 61, vatandaş açım, geçinemiyorum diye feryat ediyor. Çalışanların, esnafın durumu çok zor. Hayat şartları çekilmez duruma geldi. Fırsatını bulan yurtdışına çıkmak istiyor. İşsizlik özellikle gençler arasında çığ gibi büyüyor, çiftçi girdi masraflarının artmasından dolayı üretemiyor. Erdoğan’ın yanlış tarım politikası nedeniyle Türkiye kendini doyuramaz, kendine yetemez bir ülke haline geldi. Birkaç tekelin çıkarı için ülkenin doğası talan edilmekte, çevre kirliliği dayanmaz boyutlara ulaşmaktadır.

Erdoğan saraylarında israflı şatafatlı yaşamını sürdürmek, çevresini, beşli çetesini daha zengin etmek için ülke ekonomisini altüst etmeye devam ediyor. Politik faizi düşük tutarak enflasyonu azdırttı, bankalara, tekellere hazineden milyarlarca para aktardı, Merkez Bankası’nı, Hazine’yi kuruttu. Bu 1 Mayıs’ta bunların hesaabını Erdoğan’dan sormalıyız!

Ülkemizde insanlar nefes alamıyor. Ülkenin basın ve aydını susturuluyor, Erdoğan’ın yalanlarını ortaya döken akademik çalışmalara, sosyal medya açıklamalarına yasaklar getiriliyor, kadınların, kadın cinayetlerine karşı örgüt ve direnişleri, üniversite öğrencilerini geçim ve özgür eğitimleri boğulmaya çalışılmaktadır. Bu 1 Mayıs’ta tüm bunlara dur demek bizim elimizdedir.

Bu 1 Mayıs’ta ülkeyi ekonomik ve politik derin bir krize sürükleyen, güçler ayrılığını yok eden, yargıyı kendine bağlayan, demokrasi ve özgürlükleri rafa kaldıran Erdoğan’a karşı güçlü bir çıkış gerçekleştirilmeliyız. İşçi sınıfının ve emekçilerin, demokratik güçlerin, aydınların, kadınların, gençlerin, çevrecilerin birlikte yürüdükleri ve Erdoğan’ın faşizan düzenini birlikte değiştirmek için gelmekte olduğumuzu gösterilmeliyız.

Erdoğan’ın faşizan tek adam rejimine, sömürüye, baskıya, enflasyona, hayat pahalılığına, Ukrayna ve Kürdistan’da savaşa hayır demek için

Haydi 1 Mayıs’ta alanlara!

TKP – 1920                   25.04.2022

www.tkp-online.com