TKP 1920’nin 1 Mayıs Bildirisi 2011

TKP 1920’nin 1 Mayıs Bildirisi 2011

Dünya işçi ve emekçilerinin uluslararası birlik, dayanışma ve savaş günü

1 Mayıs Kutlu olsun!

 

Bu yıl uluslararası birlik, savaş ve dayanışma günü olan 1 Mayısa Türkiye işçi ve emekçileri hangi koşullarda giriyor? Bugün Türkiye’de sınıf savaşının ana halkası nerede, hangi sorunda düğümleniyor?

Reel sosyalizmin yıkılmasıyla dünya işçi sınıfı büyük bir yara aldi. Türkiye işçi sınıfı da aldığı büyük “yara -berelerini” hala gerektiği gibi saramadı. Bunu fırsat bilen egemen sivil ve askeri oligarşisi bayram ediyor, halklarımızın, işçi sınıfının ve emekçilerin sırtından, Kürt halkına karşı yürüttüğü savaştan büyük vurgunlar vuruyor. O, sarı sendikacıların, sosyal demokratların, sözde sosyalizm ve devrim için savaştığını iddia edenlerin eliyle işçi sınıfının parçalanmışlığını derinleştiriyor, onu devrimci önderlikten yoksun bırakmaya çalışıyor. O, bunu bugün AKP ve MGK eliyle yapıyor. Burada kendisine komünistim diyen, prtimizde liberal ve devrimcilik kisveleriyle ortaya çıkan kimi eski üyeler de dahil bir çok solcu ve devrimci taslagi Kürt hareketine karşı tutumda burjuva milliyetciliği yapıyor, proleterya enternasyonalizmini ters yüz ediyor, onu Türkiyenin mevcut sınırlarının dışına, Latin Amerika’ya, Arap ülkelerine atıyor. Burnunun dibinde 30 yıldan beri süren bir savaşı görmek istemiyor. Bunlara göre bu savaşın sınıf savaşıyla, devrimcilikle bir ilgisi yoktur. Bu unsurlar anayasa referandumunda da boykota katılmadılar, burjuvaziyi desteklediler.

 

 

Bugün Türkiye’de sınıf savaşının belirleyici düğüm noktası Kürt halkının ülke çapında yürüttüğü demokrasi savaşıdır. Işçi sınıfının savaşı sadece sendikal savaşa, ekonomik savaşa indirgenemez. Sınıf savaşında belirleyici olan ideolojik ve siyasi savaştır. Kürt halkı Kürdistan ve Türkiye’de bu savaşın içindedir; o, hem Kürdistan’da, hem Türkiye’de gerçek bir demokrasinin tüm Türkiye’deki halklar için kurulmasini istiyor, bunu Türkiye halklarından işçi ve köylülerle, emekçilerle birlikte kurmak için savaşıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik özerklik temelinde, tüm halkların temsil edildiği, eşit, özgürce birlikte yaşadığı bir devlet olmasını istiyor. Böylesi demokratik bir sistemin bugünkü cumhuriyetten temelden farklı olarak alt ve üst yapısıyla hayata geçirilmesi için savaşıyor.

Tüm Türkiye halklarından devrimcilerin, komünistlerin kendi halkı içinde, işçi ve emekçileri içinde işbirlikçilerine karşı örgütlenmesi, mücadele etmesi bir zorunluktur. Kürt halkının mücadelesi buna iyi bir örnektir. ABD ve AB emperyalizmiyle, NATO’ile, IMF ile göbekten bağlı bir avuç Türk egemenlerının elinden Türkiye’nin kurtarılması, tüm halklar için demokratik bir düzenin kurulması, bu halkların sarsılmaz birliğini gerektiriyor. Kürtlerin demokrasi savaşımı bunun için bir başlangıçtır. Bunu hep birlikte bütün halklar için güçlendirmek gerkir. Bunun ilk adımı 12 Haziran’da “Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku” adaylarını destekleyerek AKP’yi, CHP’yi ve diğer düzen partilerini geriletmekten geçer. Kürt halkının siyasete katılmasını istemeyen AKP ve Erdogan’ın faşist YSK kararlarını polis zoruyla dayatmaya kalkması, Kürt halkının kararlı karşı koyuşuyla geri püskürtüldü. Erdoğan ve polisi geri adım attı. Kürt halkı bu mücadelede az da olsa, yalnız bırakılmadı, Türk ve diğer halklardan devrimciler ve demokratlar da destek verdi. Bu örnekten dersler çıkartmak, onu Türkiye çapında genelleştirmek ve çoğaltmak, birlikte mücadeleyi pekiştirmek gerekiyor.

Bir Mayısta Türk, Laz, Çerkez, Gürcü, Abaza, Arnavut, Boşnak, Pomak, Roman, Rum, Ermeni, Yahudi, Arap, Süryani ve diger bütün Türkiyeli halklardan işçi ve emekçilerinin Kürt kardeşleriyle enternasyonalist dayanışma göstermeleri, onların ulusal ve demokratik mücadlesini kendi savaşı olarak görmeleri gerekir. Bu yılın 1 Mayısında, meydanlarda, sokaklarda, Taksim’de ve Türkiye’nin her yerinde her işçi ve emekçi Kürt olmalıdır, ben de Kürdüm demelidir. Bu sınıf savaşının ve eneternasyonalizmin olmazsa olmaz koşuludur. Ulusal etnik kimliği olmayan ne bir işçi, ne de bir işçi sınıfı vardır.  Ne idüğü belirsiz, nihilist bir işçi sınıfı yoktur. Türkiye’de işçi sınıfi çoğunlukla Kürtlerden ve Türk olmayan halklardan oluşuyor. Işçi sınıfi hem kendisi için, hem de bütün uluslardan kardeşi içın vardır. Latin Amerika halkları, Arap halkları için de vardır. Ama enternasyonalizm önce her kesin kendi evinin önünü temizlemesini gerektirir. Bu konuda ses çıkarmayan işçi sınıfı özgür değildir, esaret zincirini kıramamış demektir. Bunun böyle olması onun devrimci önderlikten yoksun olmasından kaynaklanıyor.

Bugün Kürt halkının önderi Öcalan zindanlarda çürütülmek isteniyor. Binlerce Kürt politikacısı, işçisi, emekçisi hapistedir. Bu 1 Mayısta Kürt halkının önderi Öcalan’a özgürlük şiarını yükseltelim. Türk devrimci demokratlarının, solcu ve komünistlerin, aydınların Öcalan’la görüşme girişimlerini başlatalım. Böylesi bir girişim Türkiye halklarının birliğini pekiştirecektir. 1 Mayısta tüm Kürt siyasi tutukluların derhal serbest bırakılmasını isteyelim. Bunu pratiğimizle gösterelim.

Bir mayısta bütün üye ve sempatizanlarımız, genç komünistlerimiz, yeni ve eski IGD’liler, ILD’liler, IKD’liler, Birlik ve Dayanışmacılar, kemikleşmiş grup çıkarlarını savunanların, fraksiyonistlerin, 12 Haziran seçimlerinde “Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku”nu karalamaya çalışanların arkasında yürümeyin! Kürt halkının, Kürt işçi ve emekçilerinin, sendikal ve toplumsal örgütlerin arasında yer alın! Enternasyonalist görevinizi yerine getirin, birlik ve dayanışmayı pratikte gösterin!

Yaşasın Türkiyeli işçi ve emekçilerinin, Türkiyedeki halkların gerçek birliği ve kardeşliği, eşitliği!

Yaşasın Türk, Kürt ve diğer Türkiyeli halkların ortak düşmana karşı savaş birliği!

Yasasın 1 Mayıs!

 

Türkiye Komünist Partisi 1920

23.04.2011

 

www.tkp-online.com