Savaş Yolu Dergisi Yazı Kuruluna

Savaş Yolu Dergisi Yazı Kuruluna                                                                   1.3.07

Şimdiye kadar Savaş Yolunda çıkan yazı ve bildirilerimizle ilgili olumsuz deneylerimiz olmuştur. Savaş Yolunun 2003 senesindeki 4. sayısından başlayarak değişik sayılarda çıkan bildiriler ve yazılarımız Savaş Yolu okuyucularını yanıltıcı bir anlayışta çarpıtılmış, diğıştirilmiş bir şekilde yayınlanmış, nerden alındığı kaynağı gösterilmeden basılmıştır. Bu konudaki ne sözlü ikazlarımız, ne de yazılı bildirimlerimiz çiddiye alındı. 6. Sayıda daha da ileri giderek ikimiz için de „73 Atılımının kararını alan“ ve „hala hayatta olan iki yoldaşımız ait oldukları yeri aldılar“ diye yazdınız.

Biz bu ve buna benzer yazılarınıza gülüp geçtik. Çünkü biz yurt dışında yasayan ikimiz, Türkiye’de halen yaşayan TKP’lilerin çıkardıkları dergilere, oluşturdukları gruplara (Savaş Yolu, Ürün, 10 Eylül v.s.) ve tek tek TKP’lilerle güçümüz oranında ayırım gözetmeksizin ilişki kurmaya çalıştık ve çalışıyoruz. Bugün hala bu anlayışı taşıyoruz. Kanımızca bu grupların varlıklarının devam etmesinin temel nedeni, sınıfsaldır, parti tüzük ve programını bir kenara atmaktır ve legalizm bataklığının içinde yuvarlanmaktır.

 Bu kendini disiplinsizlik, başı bozukluk, işçi sınıfına güvensizlik ve onun idelojisini bir kenara itmekte gösteriyor. Partinin gelişip güçlenmesi çalışan parti örgütlerinin varlığı ile mümkündür. Bu partililere dünyadaki, Türkiye’deki gelişmeleri, çalışma ve oturum yerindeki tüm sorunları kendi birimlerinde görüşme zorunluluğunu getirir. Bunun ne legal ne de illegaliteyle ilgisi vardır. Bu partinin avangart rolünün temelidir. Bu tüm parti birimleri için geçerlidir.

Bunlar olmayınca bireysellik, kariyerizm, baş olma sevdası gibi küçük burjuva görüşler ve tutumlar işçi sınıfı davasının ve partinin birlik sorununun üstüne çıkıyor. Şu anda Türkiye’de egemen olan parrtiliyim deyip, ama örgütsüz olma anlayışıdır. Bu ise Markscı-Leninci parti ilkelerine temelden aykırıdır. Gerekli olan partililerin örgütlü savaşmaları ve birliğini sağlamalarıdır. Değişik akımlardan insan toplamak, partiden atılanları, dönekleri, 3. Yolcuları, sağlı-sollu revizyonistleri bir araya getirmek Markscı-Leninci parti analayışıyla bağdaşmaz. TIP-TKP birliği, SBP, Boyner Partisi, ÖDP gibi son 20 yıllık deneyler bu yolun çıkmaz olduğunu her defasında isbatladı. Ne var ki, 20 yıllık bu neneylerden ders çıkarmayanlar hala piyasada ayak diretiyorlar.

Çalışan parti örgütleri yaratmak demek aritmetik olarak insan sayısını çoğaltmak değildir, tersine onların Markscı-Leninci temelde, bilimsel ilkelerde yeniden ayağa kaldırılmasıdır. Ne yazık ki, ülkedeki gelişmeler bunun tersidir. Her kes kendi etrafına ilkesiz bir şekilde adam toplamaya kalkışmakta, kendi güçünü topladığı insan sayısıyla ölçmekte, buna göre de taktik ve teoriler yaratmaktadır. Bu ise elişçiliğinde, dükkancılıkta direnmeye götürüyor. Bu terapiye son vermek bir zorunluktur.

Bunlar bizim görüşlerimizdir. Biz ne dayatmacıyız, ne de dayatmaları kabul ederiz. Her türlü dayatmaya da karşıyız. Bizi bağlayan partililiktir, biz bir sıra neferiyiz. Bu görüşlerimizi paylaşan herkesle görüşürüz. Bu Savaş Yolu’nun bizi davet ettiği zamanda öyleydi, şimdi de bütün örgüt ve kişiler için de öyledir. 

Selamlar

N. Yelkenci    Ş. Durmaz