7 Haziran 2015 seçiminin öğrettikleri

7 Haziran 2015 seçiminin öğrettikleri

 

7 Haziran 2015 seçimleri demokrasi güçlerinin, işçi ve emekçilerin, ezilenlerin, gençlerin, kadınların, başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye halklarının büyük bir başarısıyla, zaferiyle sonuçlandı. HDP aldığı % 13 üzerindeki oyla 12 Eylül faşist rejiminin bir kalıntısı olan seçim barajını yerle bir etti, demokrasi ve özgürlükler önündeki en büyük engellerden birini fiilen kaldırmış oldu. Yıkılan barajın altında Erdoğan ve AKP kaldı. Onlar sadece % 40 oy alabildi.

 

7 Haziranda sandık kazananı ve kaybedeni açık bir şekilde ortaya koydu. Kazanan HDP oldu, HDP’yle birlikte Türkiye’nin özgürleşmesini ve demokratikleşmesini isteyenler oldu. Kaybeden ise en başta ülkede diktatörlük, otoriter faşist bir rejim kurmak isteyen Erdoğan ve partisi AKP oldu. Seçim kampanyası süresinde Evren döneminden kalma faşist yasaları kendisine kalkan ederek, devletin bütün olanaklarını kullanarak seçime müdahil olan, miting alanlarına inen Erdoğan, bir fiil AKP Başkanı Davutoğlu’nun yanında AKP’nin başkanı gibi AKP’nin seçim kampanyasını yürüttü, propagandasını yaptı. Başkanlık sistemi için halktan AKP’ye oy ve 400 milletvekili istedi. Ama bütün bunlar para etmedi. Evet, seçimler milletvekili seçimleri idi. Ama Erdoğan’ın başkanlık sistemi için de bir sınavdı. Erdoğan bu sınavı kaybetti. Çünkü AKP % 52 değil % 40 oy aldı. Bunuda kural tanımıyan Erdoğan sayesinde aldı. Sonunda ne Erdoğan’ın başkanlık sistemi, ne de AKP’nin iktidarı kaldı. Seçimi kaybeden yalnız AKP değil, Erdoğan’ın ta kendisi oldu.

 

 

Erdoğan seçim kampanyası boyunca açıkca HDP’yi, onun başkanı Selahattin Demirtaş’ı, Kürtleri, alevileri, Batı’da da Türk liberal ve demokrat güçlerini hedef aldı. HDP’nin baraj altında kalması için, AKP’ye oy veren Kürtlerin HDP’ye yönelmesini engellemek için HDP’ye her türlü baskıyı, saldırıyı mübah saydı. Zira Onun kaderi HDP’nin baraj altında kalmasına bağlıydı. % 10 baraj altında kalan bir HDP’nin özellikle Kürt bölgelerindeki milletvekilleri silme AKP’ye gidecek ve Erdoğan 400 milletvekili hedefini yakalayacaktı. Onun AKP Başkanı va Başbakan Davutoğlu’nu ikinci plana atarak seçim kampanyasının başaktörü olmasının esas nedeni HDP’nin yükselişi, Doğu’da Kürt halkının, Batı’da Türk demokratik güçlerinin ve Erdoğan’ın otoriter, diktatör rejiminden kurtulmak istiyenlerin HDP etrafında toplanması ve HDP’yi desteklemesiydi. Erdoğan HDP’yi % 10 barajının altında bırakmak için elinden geleni ardına bırakmadı. Bunun için seçim kampanyası HDP ile Erdoğan arasında bir referandum, halk oylaması neteliği kazandı: 7 Haziranda sandık, milli irade kazananı, kaybedeni böyle belirliyecekti: Ya HDP! Ya Erdoğan!

 

HDP eşit olmayan çok zor koşullarda bir seçim kampanyası yürüttü. Seçim büroları, seçim eylemleri yüzlerce saldırıya maruz kaldı, hatta miting meydanlarına konan, katliam hedefleyen bombalı saldırılar düzenlendi. Bir çok kurbanlar verdi. Gericiler, ırkcılar, faşistler saldırdıkca Kürt halkı, Türk halkı HDP’ye sahip çıktı. Özellikle Kürdistan’da Kürt halkı sırtını AKP’ye, Erdoğan’a döndü, yüzünü HDP’ye çevirdi. Kürtler, oyumuz Türkiye’de Türklerle birlikte eşit haklı, barış içinde demokratik, özgür bir yaşam için, yeni bir Türkiye için HDP’ye dedi. AKP en büyük yenilgiyi Kürdistan’da aldı. Tüm Kürt vilayetlerinde HDP birinci parti oldu ve birçok ilde silme milletvekili çıkarttı. Bu sonuç, şimdiye kadar Kürtleri HDP değil, AKP temsil ediyor diyen Erdoğa’na, Kürt düşmanlığı yapanlara bir ihtardı.

 

Gericiliğin, ırkcılığın yoğun olduğu, AKP’nin ve MHP’nin, oyların çoğunluğunu elinde tuttuğu Türkiye’nin batısında da, AKP’li, MHP’li, İŞİD’li faşistlerin, ırkcıların saldırılarına rağmen, Karadeniz’den Akdeniz’e, Marmara’dan Ege’ye, Trakya’dan Orta Anadolu’ya kadar Türkiye’nin her tarafında hemen hemen her bölgesinde HDP’ye oy çıktı. Bu bir ilktir, büyük bir başarıdır. Dürüst, mert Türk işçi ve köylüsünde, esnaf, genç, kadın ve aydınlarında yeni bir gelişmeyi, oluşumu işaret etmektedir. Bunlar Erdoğan’ın planlarını, O’nun otoriter başkanlık sistemini, kurmaya çalıştığı islama dayanan  faşist rejimini ülke için, bölgemiz Ortadoğu için büyük bir tehlike olarak gördüler. Bu tehlikeyi önlemenin tek yolunun Kürtlerle birlikte hareket etmek, HDP’yi desteklemek olduğunu kavradılar. Kürtlerle birlikte hareket etmenin taktik değil, Türkiye için hayati stratejik bir mesele olduğunu anladılar. HDP’ye yöneldiler. Bu yönelme bilincli bir tercihdi. Yalnız Erdoğan’a karşı geçici bir ittifak değil, Türkiye’nin demokratikleşmesi, özgürleşmesi, barış ve eşit haklı ortak bir yaşam için yapılan stratejik bir seçimdi. HDP’ye giden bu oylar, körüklenen Türk miliyetciliğine ve ırkcılığına, yaratılmaya çalışılan Kürt düşmanlığına karşı Türk-Kürt kardeşliğinin, ortak, demokratik, özgür, eşitlikçi bir Türkiye isteminin birer simgeleriydi.

 

7 Haziran seçimleri Erdogan ve AKP’nin önünü kesti. Erdoğan’ın başkanlık planları, tek adam ve dikatör olma hevesleri, padişah, halife olma arzuları suya düştü. Onun kurmak istediği islamcı, faşist, otoriter, halkın yaşamına müdahale eden, demokrasi düşmanı rejime büyük bir darbe indirildi. 7 Haziran akşamı sandıktan çıkan demokrasi rüzgarı, ülkede, bölgede, hatta dünyada demokrasi, barış ve özgürlük isteyen insanları, güçleri sevince boğdu. Türkiye’de çok kimlikli, çok kültürlü, çok dilli, çok dinli, birlikte eşit ve kardeşce yeni bir yaşamı, demokratik, özgür, barışcıl yeni bir Türkiye’yi savunan güçler daha da güçlendi. Kürt sorununun demokratik çözümü, barış sürecinin ilerletilmesi kamuoyundan onay aldı.

 

Seçimde elde edilen bu başarılar Türkiye’de demokrasi ve özgürlük mücadelesinin yeni bir aşamaya doğru evrildiğini göstermektedir. Artık Türkiye seçim öncesi Türkiye değildir. Demokratik devrim süreci bir yükselişe geçmiştir, yeni bir ivme kazanmıştır. Demokratik, özgür, eşitlikçi  bir Türkiye isteyen, Kürt sorununun demokratik barışcıl çözümünü isteyen, barış ve çözüm sürecinin ilerletilmesini isteyen güçlerle, diktatörlüğü, tek adama dayalı otoriter bir rejim isteyen, Kürt sorununun çözümünü oyalamak, barış ve demokrasi sürecini baltalamak isteyen, yeni bir savaş ortamı yaratmak isteyen güçler arasındaki mücadele hem parlamentoda hemde parlamento dışında daha da keskinleşecektir. Iki mücadeleyi de başarıyla yürütmek devrimci görevdir: Ne parlamenter mücadele mutlaklaştırılmalı, ne de parlamento dışında, yığınlar arasında mücadele bir an bile ihmal edilmelidir. Unutulmamalı ki, AKP ve MHP bölücü, terör yaftalarıyla halklarımızın hala % 60’a yakınının oylarını almıştır, onları etkisi altında tutmaktadır. Bunlar seçimlerde HDP’nin ve demokratik güçlerin elde ettikleri başarıları yok saymak, gelişen devrimci süreci durdurmak için her türlü oyunlara başvurmaktalar, Türkiye’yi yeniden gerilere, bir savaş ortamına götürmek için her türlü yolları denemektedirler. Şimdi devrimci demokratik güçlerin önünde duran görev egemen güçlerin bu oyunlarını bozmak ve gelişen devrimci süreci daha da derinleştirmektir, bunu da Türkiye çapında yapmaktır. Gerici güçlerin etkisi altındaki yığınları kazanmaktır. Seçimlerde doğan Kürtler ve Türkler, devrimci güçler arasındaki bağı kalıçılaştırmak ve güçlendirmektir. Özellikle Türk devrimci demokratlarının ve aydınlarınınn önünde duran devrimci görev, çözüm ve barış sürecini Türk kesimine anlatmak ve benimsetmektir, Kürt Ulusal Demokratik Hareketine karşı duyulan önyargıların birer birer yıkılması için çalışmaktır. Bu mücadelede burjuva liberal aydınların sözde hoş görülü palavralarına saplanıp kalınmamalıdır.

 

Türkiye seçimle birlikte tek parti iktidarına son verip koalisyonlar dönemine girmiştir. Halkın bu iradesini kabullenemiyen Erdoğan inisiyatifi kaybetme korkusuyla en başta Kürdistan’da bir dizi provokasyonlar peşinde koşmaktadır. O yeni  hükümetin kurulmasını zorlaştırıp ülkeyi yeni bir erken seçime götürmeye çalışmaktadır. Böyle bir ortamı yaratmak için Erdoğan ülkeyi bir savaşa bile sokmayı göze almakta, savaş tamtamları çalmaktadır. Kamuoyu Erdoğan’ın bu planlarına karşıdır, Erdoğan’dan ve AKP’den hesap soracak, savaşı engelleyecek, barışı güçlendirecek bir koalisyon hükümetinin kurulmasını istemektedir. Özellikle CHP ve bazı liberal aydınlar böylesi bir hükümetin CHP, MHP ve HDP arasında kurulabileceği algısını yaratmaya çalıştılar. Oysa böylesi bir koalisyon eşyanın tabiatına aykırıdır. Irkcı, faşist bir idelojiye sahip olan ve varlığını Kürt ve HDP düşmanlığı üzerine kuran, sürekli barış ve çözüm sürecini baltalamaya çalışan, Imralı ve Kandil’e çirkef saldırılarda bulunan, iç gericiliğin bir taşeronu olan MHP ve onun başkanı Bahçeli ile kurulacak bir koalisyon halklarımıza karşı bir koalisyondur ve halklarımızın sorunlarını çözecek bir koalisyon değildir. Tüm Cumhuriyet tarihi bunun nice örnekleriyle doludur. MHP’nin AKP’ye ve Erdoğan’a karşı sözde keskin muhalefeti sahte bir muhalefettir. Bunlar halkı soyan, kandıran yiyici partilerdir. Bunlar işçi sınıfına, demokratik güçlere karşı baskı uygulamakta, içerde ve Ortadoğu’da Kürtlere karşı kirli bir savaş sürdürmekte her zaman birleşmişlerdir ve bundan sonrada birleşirler. Şimdi AKP’nin ve Erdoğan’ın hedefi, MHP ile ile bir koalisyon kurup, ülkeyi yeniden hem içte, hem de bölgede bir savaşa sürüklemek, çözüm ve barış sürecini dumura uğratmak, erken seçim ortamı yaratmaktır. Onlar, ülkenin ihtiyacı olan ve onun çok kültürlü ve kimlikli yapısını temel alan, demokratik, özgürlükçü, barışçı, eşitlikçi, emeğe ve doğaya saygılı, sosyal içerikli yeni bir anayasa yapımını yine rafa kaldırmaya çalışacaklar, savaşı gündeme alacaklardır. Bunların oyunlarını bozmak, savaş planlarını engellemek bugünün en acil görevidir. Ülkenin kaderi, özellikle savaş ve barış, çözüm süreci, demokratik bir anayasa, ne Erdogan ve AKP’nin ne de MHP ve CHP’nin elindedir. Bunlar Türk ve Kürt halkının ellerindedir. Nasıl 7 Haziranda Kürt ve Türk halkı ve demokratik güçleri ortak mücadeleyle barajı yıktılar, şimdi de yine ortak mücadeleyle onların savaş palanlarını boşa çıkarabilir, barış ve çözüm sürecini başarıya ulaştırabilir, yeni bir anayasanın temellerini atabilir. Her türlü gerici oyunları bozacak güç halklarımızın ortak mücadele güçüdür.

 

Türkiye Komünst Partisi -1920                               www.tkp-online.com