Haydi 1 Mayıs 2018’e!
Haydi 1 Mayısa! 1 Mayıs alanları seçim alanları olsun!
Demokratik bir Türkiye için seçim kampanyasını 1 Mayıs’da başlatalım! Tüm iş kolları ve sendikalardan işçiler, emekçiler, demokratik güçler, gençler, kadınlar! 1 Mayıs 2018’de, uluslararası işçi ve emekçilerin birlik, dayanışma ve mücadele gününde hep birlikte Istanbul’da yürüyelim! İşçi haklarını, demokeratik hak ve özgürlükleri savunalım! Kürtlerle savaşa karşı çıkalım! Kürtlerle savaş değil barış isteyelim!
Bu yıl Türkiye’de işçi ve emekçiler 1 Mayısı olağanüstü koşullarda kutluyor. Erdoğan “baskın basanındır” anlayışıyla 24 Haziran 2018’de ülkeyi erken seçime götürüyor. O, sürekli uzattığı OHAL’lerle, çıkartığı KHK’larla, Rojova’da, Afrin’de sürdürdüğü savaşlarla her gün halk nezdinde itibarının kaybolduğunu, ülkeyi içine soktuğu ekonomik kriz karşısında seçmen tabanının eridiğini görünce alelacele erken seçim kararı aldı. MHP ile kurduğu ittifak da tehlikeye giren iktidarını kurtarmaya yetmedi. Şimdi O, OHAL koşullarında yapacağı, meşruiyeti şimdiden tartışma konusu olan bu erken seçimle faşist iktidarını kurtarmaya çalışmaktadır. Onun 2019’a kadar beklemeye gücü ve tahammülü kalmadı. O, bu baskın seçiminden medet ummaktadır. Bu fırsatı ona vermiyelim! Erdoğan Kürtlere saldırarak, Afrin’i “fethederek” iktidar konumunun güçleneceğini zannetti. Ama Türkiye halkı gördü ki, Afrin’i “zaptetmekle” Türkiye ne büyüdü, ne güçlendi, ne de daha fazla istikrara kavuştu. Tam tersine, Türkiye daha da istikrarsızlaştı, sorunları daha da arttı, ekonomi daha da kötüleşti, Kürtlerin Türkiye’den kopma süreci daha da hızlandı, Türkiye hızla bölünmenin eşiğine geldi.
Erdoğan Orta Doğu’da savaş yürütüyor, ama bu savaşın yükünü işçi ve emekçilerin, köylü ve esnafın sırtına bindiriyor. Daha şimdiden vergiler, zamlar üstüste geliyor, dolar aldı başını gitti, dış borç ödemeleri ülkeyi yıkıma sürüklüyor, hayat pahalılaştı, her şey ateş pahasına, işsizlik, yoksulluk hızla artıyor. Bu savaş hali ve OHAL devam ettiği sürece işçi sınıfi ve emekçi güçler özgür olamaz, kendi sosyal, ekonomik ve demokratik haklarını savunamaz. Metal-İş kolunda olduğu gibi “Milli güvenlik” gerekçesiyle grevler ertelenir, yaptırılmaz. Grev, toplu sözleşme hakkı kağıt üzerimnde kalır. OHAL ve savaş halinden kaybeden hep işçi sınıfı, emekçiler ve halktır, kazanan ise hep burjuvazi, tekeller ve egemen güçlerdir, Erdoğan ve çevresidir. Faşist Erdoğan diktatörlüğü, fiilen işleyen AKP-MHP iktidarı işçi sınıfımızın, emekçilerimizin, halklarımızın kaderi değildir. Bu kaderi değiştirmek kendi ellerimizdedir. 24 Haziranda bu mümkündür. Artık O eskisi gibi yönetemiyor, alttakiler de eskisi gibi yönetilmek istemiyor.
Tam da şimdi işçi sınıfının, emekçilerin, halklarımızın Erdoğan’a bir darbe indirme, onun kuracağı tek adam diktatörlüğünü, faşist rejimini engelleme, Onu iktidardan uzaklaştırma zamanıdır. İşçiler ve emekçiler, demokratik güçler bu Bir Mayıs yürüyüş ve mitinglerini birer seçim mitingine dönüştürmeli, Erdoğan’a oy yok demeli, onun saldırgan savaş politikalarına, işçi ve halk düşmanı antidemokratik uygulamalarına karşı çıkmalıdır. Bu Bir Mayıs mitinglerinde işçi ve emekçiler Erdoğan’a 24 Haziran seçiminde nasıl bir yenilgi alacağını göstermelidir. Haydi 1 Mayıs’ta İstanbul’a! 1 Mayıs mitingleriyle 24 Haziran seçim kampanyasını başlatalım! Erdoğan’a oy yok! Onun emperyalist serüvenlerini durduralim! Elini Afrin’den çektirelim! İşsizliğe, yoksulluğa, zamlara, pahalılığa, grev ve toplu sözleşme hakkının budanmasına son!
Tüm politik tutuklulara özgürlük! Demokratik bir Türkiye! Yaşasın 1 MAYIS! TKP-1920 25.4.2018 |